25 Mart 2012 Pazar

KALEMIMIN SAPINI GULLE DONATTIM – 25


          Cıcak. Teyliyim. Gözleyimin üstünde bi ağıylık. Neydeyse biybiyine yapşıcak kiypikleryim. Hiç bi sey göyemiyoyum. Hıysımdan tekmeliyoyum döyt bi yanımdaki duvaylayı. Baş paymağı çok kalın bi el, tutmuş başımdan hababam çekiyoy. Ayasıya ısıyıyoyum baş paymağı, hiç oyalı olmuyoy, dişim diş değil ki, hayt diye ısıyamıyoyum tabii.

          Belki de bu el buydan daha cıcak yeyleye götüyecek beni. Beteyin beteyi vay deyip diyeniyoyum, daynıyoyum, bıyakmıyoyum kendimi. Dayanıyım elbet. Eykek adamım ben.

          Üff. Ipıslağım teyden. El de teyledi. Çekiyoy çekiyoy bi yeye dek, aydından bıyakıyoy. Sıkıysa bıyakmasın. Çıkmıyoyum buydan işte, oh ya çatlayın da patlayın! Başım gene ilk yeyinde, fakat işin ucunu bıyakmaya gelmiyoy, el benden inatçı. Sıkılıyoyum. İçim fena oluyoy. Neyden düştüm buyaya, bilmiyoyum ki. Bu kocaman el sanki inceltti başımı, eyitti sanki ıslatayak kısacık saçlayımı. Saçımız saç değil ki, ayva tüyü.

          Bi evde tutsağım ben. Döyt tayafım kızgın kalın duvaylayla çevyılmış. Kalın ama yumuşak. Kim yaptı bu duvaylayı? Beni buyaya nasıl soktulay?

          Gok buydan hiç çıkmak. Gok kuytulmak. Yol gok. Tey kokusu hey tayafı tuttu.

          Cıcağa, teye, şu koca ele, yumuşak üykünçlüğe sövmek geçiyoy içimden. Fakat bilmiyoyum, bi tek sövgü bilmiyoyum. Zaten anlaşılmıyoy dedikleyim, çoğunun ben bile annamıyoyum. Belki de ağzıma büyük geliyoy dilim, döndüyemiyoyum. Buydan bi kuytulayım ilk işim sövmeyi iğyenmek olacak, sonya bi dilciye gidip çektiyicem bu ağzıma büyük gelen dilimi.

          Duvaylayın ötesine geçmek. Çıkmak bu hamamdan, öbüy tayafta olup bitenleyi öğyenmek, çok şey istiyoyum...

          Hey oydan tutma kafamı el oğlu el, içine geçiyiysin, göymüyoy musun kafamın orası ne kadar yumuşak. Lan sana söylüyoyum, bıyaksana şu yumuşak yeyi be!

          Bi uğultuya yaklaşıyoyum. Tükendim, kayşı koyamıyoyum. El benden daha güçlü... Neydeyim? Ne istiyoy bu kocaman el benden? Aptal gibiyim. Gibisi fazla galiba.

          Düşünmek bile olanaksız. Cıcak, boğucu cıcak. Üstümde giysi de gok, çıkayıp feyahlayayım, hey nedense çıyılçıplağım. Biyden bi yel esiyoy elin tayafından. Oh demek istiyoyum, ağzım açılmıyoy. Cıcaktan kuytulacağımı anlayınca çok sevinip ve anlayıp emin elleyde olduğumu, kendimi koyveyiyoyum. Vıjjjt kayıyoyum, vıjjjt kayıyoyum, uğultulay konuşmalaya dönüşüyoy:

          - Havluyu getir.

          - Oğlan oğlan!

          - Sıcak suyu verin.

          - Gaz lambasını şuraya tutsana sen!

          - Kapatın şu kapıyı.

          - Göbeğini kesin.

          Kadın sesleyi bunlay. Hiç kaçıymam, doğuştan zampayayımdıy. Konuşmuş olmak için konuşan kadınlayın sesleyi. Hep böyle geyeksiz işley mi yapay kadınlay? Soyulan dolaşıyoy tepesi yumuşacık ufak kafamda, kendimden büyük soyu işayetleyi, kocaman kadınlay dolaşıyoy.

          Fıyt diye çıkıyoyum oydan. Oh! Gok aytık cıcaklamak. Teylemek gok. insanın içine güven veyen beyaz yengin hüküm süydüğü bi yatak odası. İlk göydüğüm, hiç göymediğim dedemin yesmi oldu, duvaydan bana bakıyoydu. Bi de baktım beyazlay içinde bi kadın yatıyoy yatakta, benzi solmuş, gülümsüyoy gibi. Kocaman elli, şişman bi kadının yüzünde göyevini yeyine getiymenin mutluluğu. Benden başka heykes gülüyoy. Ulan açıkta bi şey mi vay yoksa? Ben odada en küçük vaylık, tek eykek, iki gözüm iki çeşme. Neye uğyadığımı şaşıydım, bi hengâmediy gidiyoy. Ama mademki düşünüyoyum, demek ki vayım. Yıkayın ulan beni aytık.


Kalemimin Sapını Gülle Donattım, 2001
Ferhan Şensoy - FerhAntoloji
Bilgi Yayınevi, 2. Basım 2011, S. 12,13

Hiç yorum yok: